Türk dili ve edebiyatı 10 sınıf ders kitabı cevapları 2025-2026-2027,10 sınıf Türk dili ve edebiyatı ders kitabı cevapları 2025, Türk dili ve edebiyatı 10 sınıf ders kitabı cevapları 2025-2026-2027, 10.SINIF EDEBİYAT KİTAP CEVAPLARI MEB YAYINLARI, 10. SINIF EDEBİYAT KİTAP CEVAPLARI, 10.SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI KİTAP CEVAPLARI, KİTAP CEVAPLARI, 2025, 2026, 2027,


www.edebiyatdersi.com  ,değerli akademisyen-öğretmen-öğrenci-edebiyat sever takipçileri.
 
derskonum ailesi,  olarak her dönem olduğu gibi yeni dönemde de sizler için kitap cevapları, konu anlatımı, pdf ders notları ile her zaman yanınızdayız..
 
 Bu sayfamızda siz değerli takipçilerimiz için 10. Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Cevapları Yeni Müfredat  üzerine bir paylaşım yapacağız. 
 
İyi çalışmalar..

destek olmak için lütfen LİNK paylaşınız
 
CEVAPLAR AŞAĞIDA
 
Sizde eğer bize ve tüm eğitim camiasına yardımcı olmak adına hazırladığınız yazılıları-notları-soruları-videoları paylaşmak isterseniz mail adresinden bize ulaşabilirsiniz.
 
İyi çalışmalar..



DİĞER TÜM SAYFALAR İÇİN TIKLAAAAAAA


10.Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Cevapları Sayfa-102 Yeni Müfredat 
.SIRA SİZDE

Aşağıdaki birinci ve ikinci metinleri okuyunuz, üçüncü metni dinleyiniz. Metinlerden faydalanarak aşk temasının farklı dönemlerde ele alınışında nasıl bir değişim ve dönüşüm yaşandığına dair çıkarımlarınızı yazınız.

1.metin

Klasik Türk edebiyatı, aşk ekseninde şekillenmiş ve gelişimini sürdürmüş bir edebiyat geleneğidir. Şairler, asırlar boyunca çeşitli teşbihler, mecazlar, tasvirler aracılığıyla aşkı anlatmaya çalışmışlardır. Ancak keskin çizgilerle aşkın bir tanımını yapmak mümkün değildir. Her şair aşkı kendine göre yorumlamıştır. Kimi, aşkı belâ olarak görürken bir diğeri de sefa olarak nitelendirmiştir. Bu hususta aşk birbiri ile zıt olan iki kavramı bünyesinde barındırabilecek ulvî bir duygudur. Kimi şairler de aşka yalnızca beşeri anlam yüklerken kimileri de onu ilahi boyutta düşünmüş ve mutlak aşkın Tanrı olduğunu söylemişlerdir. Bazen de İlâhî ve beşerî aşk tek bir beyitte sentezlenmiştir.



2.metin

Güllü dîbâ giydin ammâ korkarım âzâr eder

Nâzenînim sâye-i hâr-ı gûl-i dîbâ seni

Nedîm

(Ey benim narin ve nazlı sevgilim, sen gül desenli bir ipek elbise giydin ama ben, o elbisenin üstündeki gülün dikeninin gölgesi seni incitecek, senin tenine zarar verecek diye korkuyorum.)


3. Metin

Erdem Bayazıt’ın Bulmak adlı şiiri

Bir an kayboldun gibi! yaşadım kıyameti
Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti

Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma

Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından
Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından

Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde
Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde

Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş
Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş

Soluğum bir kuş gibi uçuyor ellerine
Kapılıp gidiyorum saçının sellerine

Gözlerinden göğüme sayısız yıldız akar
Bir gülüşün içimde binlerce lamba yakar

Bir kurtuluştur o an çağrılsa senin adın
Sesin ne kadar sıcak sesin ne kadar yakın

Tabiat bir bembeyaz gelinlik giymiş gibi
Yüzüme kar yağıyor sanki elinmiş gibi

Sensiz geçen zamanı belli yaşamamışım
Sensizlik bir kuyuymuş onu aşamamışım

Bir yol buldum öteye geçerek gözlerinden
İşte yeni bir dünya peygamber sözlerinden

Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm
Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm

Güzlek 1971

Erdem Bayazıt

CEVAP

Aşk Temasının Dönemlere Göre Değişimi ve Dönüşümü

Aşk, Türk edebiyatında her dönemde merkezî bir tema olarak yer almasına rağmen, aşkın ifade ediliş biçimi, sembolleri, bakış açısı ve dil kullanımı zamanla büyük değişimler geçirmiştir. Üç metin, bu değişimi açık biçimde gösterir:


1. Klasik Türk Edebiyatında Aşk (1. metin ve 2. metin – Nedîm)

Soyut, idealize edilmiş bir aşk

  • Klasik Türk edebiyatında aşk ulvî, yoğun, ideal ve çoğu zaman ulaşılamazdır.

  • Şairler aşkı hem beşerî (insani) hem de ilâhî (tanrıya yönelen) boyutta işler.

  • Aşkın tek bir tanımı yoktur; kimi için azap, kimi için huzur, kimi için kurtuluştur.

Mazmun ve sembollere dayalı anlatım

  • Aşk anlatılırken doğrudan ifadeler yerine mazmunlar, yani kalıplaşmış sembolik benzetmeler kullanılır.

  • Nedîm’in beytinde sevgilinin güzelliği doğrudan anlatılmaz; gül ve diken imgesiyle sembolik bir dil oluşturulur:

    • Gül → sevgili

    • Diken → onun güzelliğinin âşığa verdiği acı

    • Sevgili o kadar narindir ki, “gül desenli elbisedeki dikenin gölgesi bile zarar verebilir”.

Sevgili kutsaldır, idealize edilmiştir

  • Sevgili nâzenîndir, ince bir ruha sahiptir, neredeyse dokunulması bile onu incitmeye yeter.

  • Aşk estetik bir oyun, sanatlı bir söyleyiş ve üstü kapalı bir ifade ile anlatılır.


2. Modern Türk Şiirinde Aşk (3. metin – Erdem Bayazıt)

Somut, içten, bireysel ve yaşanan bir aşk

  • Aşk artık ideal bir kavram olmaktan çıkmış, yaşanan bir duyguya, kişisel bir tecrübeye dönüşmüştür.

  • Şair aşkı günlük hayattan görüntüler, doğa tasvirleri, duygusal iç konuşmalarla anlatır:

    • “Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma”

    • “Soluğum bir kuş gibi uçuyor ellerine”

Daha sade, anlaşılır ve içten dil

  • Klasik şiirin ağır, sanatlı dili yerine
    düz, içten, duygu odaklı ve anlaşılır bir dil kullanılır.

  • Söyleyiş hem lirik hem de doğal bir akış içindedir.

Sevgili insanîleştirilmiştir

  • Modern şiirde sevgili kutsal, ulaşılmaz bir varlık olmaktan çıkar; gerçek bir kişidir.

  • Aynı zamanda onun varlığıyla insanın iç dünyası değişir, hayat anlam kazanır.

Aşk–inanç ilişkisi

  • Erdem Bayazıt’ta aşk yalnızca dünyevî bir duygu değildir; yer yer manevî bir derinliğe, metafizik bir bakışa dönüşür:

    • “İşte yeni bir dünya peygamber sözlerinden”

    • Aşk, varoluşu anlamlandıran bir güç hâline gelir.


Sonuç: Aşkın Dönemlere Göre Değişimi

Aşk temasının ele alınışındaki dönüşüm şu noktalarda belirginleşir:

1. Dilden sembole → dilin sadeliğine

  • Klasik şiirde aşk dolaylı, sembolik, sanatlı bir dille anlatılır.

  • Modern şiirde aşk daha açık, sade, içten bir dille ifade edilir.

2. İdealize edilmiş sevgili → gerçek, insanî sevgili

  • Divan şiirinde sevgili kusursuzdur, erişilmezdir, soyuttur.

  • Modern şiirde sevgili somut bir kişidir; şairle aynı dünyanın içindedir.

3. Soyut, ulvî aşk → yaşanan, bireysel, duygusal aşk

  • Eski şiirde aşk çoğu zaman mecazi (ilâhî aşka açılan) bir kapıdır.

  • Modern şiirde aşk, insanın iç dünyasında yaşadığı gerçek ve kişisel bir deneyimdir.

4. Estetik oyun → içsel duygu akışı

  • Divan şiiri güzellik, zarafet ve mazmun etrafında kurulur.

  • Modern şiirde duygu, anlam, psikoloji ve bireyin iç sesi öne çıkar.


Genel Yargı

Aşk teması, Türk edebiyatında değişmeyen bir merkezî konu olmakla birlikte, her dönemde yeni bir anlam, yeni bir yorum ve yeni bir dil kazanmıştır.
Klasik şiir aşkı “ideal ve sembolik” biçimde işlerken, modern şiir aşkı “bireysel, yaşanan ve gerçek” bir duygu olarak ele alır.

.

10.Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Cevapları Yeni Müfredat
10.Sınıf Edebiyat Ders Kitabı Cevapları Yeni Müfredat 

10-sinif-edebiyat-ders-kitabi-cevaplari-sayfa-102


DİĞER TÜM SAYFALAR İÇİN TIKLAAAAAAA

 .

 

Yorum Kutusu

Daha yeni Daha eski

sponsor

sponsor